15. Duruşma

Gazeteci Hayri Demir’in “terör örgütüne üye olmak” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamalarıyla yargılandığı davanın 15. duruşması, 21 Aralık 2022’de Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşma iki saat 15 dakika gecikmeyle başladı. Mübaşir, salona girenlere telefonlarını kapatması uyarısı yaptı. Bir gazeteciye duruşma notlarını telefona alması nedeniyle engel olundu.

İzleyiciler
Duruşmayı basından İleri Haber, Yeni Yaşam ve Artı TV muhabirleri takip etti. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve DİSK Basın-İş gözlemcileri de duruşmayı izledi.

Yargılama
Duruşmada Hayri Demir’in avukatı Nuray Özdoğan hazır bulundu.

Mahkeme başkanı, savcının kısa süre sonra salona geleceğini ifade etti, salonda savcı bulunmamasına rağmen savcının mütalaasını tekrarladığını aktardı. Savcı salona beş dakika gecikmeyle geldi.

Heyet başkanı, Avukat Özdoğan’a savunması için “Özet olsun, 100 sayfayı 95 sayfa yapınca özet olmuyor” dedi.

Avukat Nuray Özdoğan’ın Savunması
Av. Özdoğan sözlerine yargılama konusu soruşturmanın 2015’teki olaylara dayandığını söyleyerek başladı. Demir’in 2015’teki paylaşımları nedeniyle hakkında bir diğer ceza dosyası daha açık olduğunu söyledi. Demir’in Diyarbakır’da aldığı, hükmünün açıklaması geriye bırakılan cezadaki yargılama konusunun da Demir’in 2015’teki paylaşımları olduğunu söyledi. Ayrıca, İstanbul’da 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan ve dört aylık zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilen yargılamada da Demir’in 2015’e ait paylaşımlarının konu edildiğini söyledi. Aynı paylaşımlardan defalarca yargılama yapılamayacağına dikkat çekti, “2015 yılına dair Facebook paylaşımları zaten yargılama konusu oldu. ‘Bu paylaşımı unuttuk seni bunlardan şimdi yargılayacağız’ diye bir şey olmaz.”

Av. Özdoğan, savcının mütalaada ceza istediği bazı suçlamalara ne iddianamede yer verildiğine ne de bu suçlamalar hakkında bir ek iddianame düzenlendiğine dikkat çekti.  İddianamede değinilmeyen suçlamalar nedeniyle Demir’e ceza verilemeyeceğini söyledi. İddianamede bulunmayan ancak mütalaada ceza istenen suçlamaları tek tek saydı.

Özdoğan, her ne kadar savcılık Demir’in Dicle Haber Ajansı’nda (DİHA) çalışmış olmasını bir suç delili olarak saysa da mahkemeye sundukları Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ait 2 Aralık 2016 tarihli belgede DİHA hakkında bir soruşturma bulunmadığının ifade edildiğini vurguladı.

Bir DİHA çalışanına ceza verildiği ileri sürülen dosyaya TGS üzerinden edindiklerini; kararın şahsın DİHA’da çalışması nedeniyle değil başka suçlamalar nedeniyle verildiğini ileri sürdü.

Demir’in ev aramasında bulunan ve yasaklı olduğu iddia edilen İletişim Yayınları’ndan 2015’te basılan kitaptan yalnızca bir tane bulunması nedeniyle buna suç isnat edilemeyeceğini söyledi. Söz konusu kitabın yasaklama kararı öncesi ilk basım olduğunu söyledi.

Demir’in Suriye’deki habercilik faaliyetleri sırasında kaydetmiş olduğu görüntüleri içeren iki hafıza kartındaki görüntülerin büyük kısmının zaten A Haber, Hürriyet gibi yayın organlarınca da kullanıldığını söyledi.

Savcının mütalaada suç isnat ettiği video içeriğindeki şakanın Demir’le videodaki bir diğer gazeteci arasında gerçekleştiğini ifade etti. Hakim, Özdoğan’a “Neymiş o şakalaşma?” diye sordu. Özdoğan, görüntünün IŞİD’in çekildiği alanda kaydedildiğini, şaka içeriği rahatsız edici olsa dahi bir yargılamada suçlama konusu edilemeyeceğini söyledi.

Av. Özdoğan, yargılama konusu edilen SD kart görüntülerinin delil bütünlüğünün bozulduğunu söyledi.

“Başkasının eline geçmiş. Birisi çalmış. Evin yakınında bir yere bırakılmış. Bulan kişi polise teslim ediyor. Delil bütünlüğü bozulmuş delil üzerinden yargılama yürütülemez.”

Demir’in IŞİD’e yönelik operasyonlarını haberleştirdiği Suriye Demokratik Güçleri’nin, çekimlerin yapıldığı  18 Eylül 2015 tarihi itibariyle Türkiye’nin terör örgütleri listesinde bulunmadığını söyledi.

Av. Özdoğan’ın Demir’in yargılanmasının sebebinin daha önce DİHA muhabiri olması olduğunu söylediği sırada heyet başkanı “Tekrara düşmeden” diyerek söz kesti. Kısa süre sonra, “Neticede?” diyerek avukatın sözünü tekrar kesti.

Av. Özdoğan müvekkili hakkında terör örgüt üyeliğine ilişkin somut bir delil olmadığını, terör örgütü propagandasına konu suçlamasıyla ise 2015’te yargılama konusu yapıldığını ifade etti. Ayrıca, basın kanunu gereği davanın dört aylık süre içinde açılmış olması gerektiğine dikkat çekti.

Müvekkilinin beraatını, beraat verilmeyecekse düşme kararı verilmesini istedi.

Özdoğan’ın sözlerini bitirmesinin ardından heyet başkanı “Dışarıda bekleyin müzakere yapacağız” dedi. Salon boşaltıldı.

Karar
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi kararını açıkladı:

  1. Demir’in “terör örgütü üyeliği” suçlamasından delil yetersizliği gerekçesiyle beraatına karar verildi.
  2. Demir’in yargılama konusu edilen yedi Facebook paylaşımından suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatına karar verildi.
  3. Demir’in yargılama konusu edilen üç Facebook paylaşımı nedeniyle açılan kamu davasının, Demir’in bu suçlamalarla Diyarbakır’da yargılanmış olması nedeniyle reddine karar verildi.
  4. Demir’in iki paylaşımının “PKK/KCK terör örgütünün cebir ve şiddet içeren yöntemlerini açıkça övdüğü” değerlendirilerek;
    1. Demir’in “suç işleme kastındaki yoğunluk” nedeniyle “terör örgütü propagandası” suçlamasından cezanın alt sınırından uzaklaşılarak takdiren 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi
    2. Suçun basın ve yayın yoluyla işlenmiş olması nedeniyle ceza yarı oranda artırılarak 1 yıl 15 ay hapis cezasına çıkarıldı.
    3. Demir’in suçu “çeşitli tarihlerde aynı suç işleme kararının icrasıyla birden fazla kez işlediği” değerlendirilerek ve “zincirleme suç sayısı dikkate alınarak” cezanın takdiren ¼ oranında artırılarak neticede Demir’in 1 yıl 21 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi.
    4. Demir’in “tutum ve davranışları , yargılama sürecinde pişmanlığa yönelik beyanını ifade etmemiş olması” nedeniyle cezada herhangi indirim yapılmasına gerek görülmedi.