Onur Yürüyüşüleri güvenli şekilde gerçekleştirilmeli!


İMZACI OLUN

İstanbul Valiliği

Sayın Vali,

Size, 30 Haziran 2019’da gerçekleştirilmesi planlanan İstanbul Onur Yürüyüşü hakkında yazıyorum. Onur Yürüyüşü 2015’ten beri hukuka aykırı bir biçimde engellenmektedir. İstanbul Onur Yürüyüşü 2003’ten beri Taksim Meydanı ile İstiklal Caddesi’nde gerçekleştirilen barışçıl ve kapsayıcı bir etkinliktir. Ancak Valilik, son dört yıldır bu yürüyüşü yasaklamaktadır. Geçen yıl LGBTİ+ aktivistleri ve dostları ancak İstiklal Caddesi’ne çıkan küçük bir ara sokakta toplanabilmişlerdi. Bir saat sonra ise sokakta hazır bulunan çevik kuvvet polisleri, barışçıl bir biçimde toplananları biber gazı kullanarak dağıttı ve aktivistler gözaltına alındı.

Barışçıl toplanma hakkı bir insan hakkıdır ve bu hak keyfi olarak engellenemez. Barışçıl toplanma hakkı Türkiye hukuku ve uluslararası hukuk gereğince koruma altındadır. Devlet, insanların bu hakkı kullanabilmesini sağlamakla yükümlüdür. İstiklal Caddesi’nde yapılmak istenen tüm barışçıl protestolar 25 Ağustos 2018’den beri hukuka aykırı bir biçimde engellenmektedir. İstanbul Onur Yürüyüşü’nün bu yıl da engellenmesi halinde, bu durumun barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğü haklarına yönelik bir başka ihlal daha oluşturacağından kaygı duyuyorum. 

Size, Onur Yürüyüşü’ne katılanların barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğü haklarını güvenli bir biçimde kullanabilmelerini ve İstanbul Onur Yürüyüşü’nü gerçekleştirebilmelerini sağlamak için gerekli tüm adımları atma çağrısında bulunuyorum.

Saygılarımla,


 LGBTİ+ Onur Yürüyüşülerinin güvenli şekilde gerçekleştirilmesi ve engellenmemesi için imzacı olun!

14 Haziran’da İzmir Valiliği, ertesi gün ise Antalya Valiliği şehirdeki tüm Onur Haftası etkinliklerini yasakladı. İstanbul’un da içinde bulunduğu diğer şehirlerde de Onur Haftası etkinlikleri yasaklandı veya her an yasaklanabilir.

İstanbul’da Onur Yürüyüşü’nün gerçekleştirilmesine son dört yıldır zaten izin verilmiyor. Türkiye’de LGBTİ+’lara yapılan baskılar, olağanüstü hal döneminin Temmuz 2018’de sona ermesine ve bu yılki Onur Haftası’nın olağanüstü hal dönemi sonrasında düzenlenen ilk Onur Haftası olmasına rağmen devam ediyor.

Yetkililer, hukuka aykırı olan bu yasakları kaldırmalı ve tüm Onur Haftası etkinliklerinin güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamalıdır. Barışçıl toplanma hakkı hiçbir ayrımcılık yapılmadan koruma altına alınmalıdır.

Sen de Onur Yürüyüşleri’nin ülke genelinde güvenli bir şekilde gerçekleşmesini istiyorsan, acil eylemimizi imzala. Barışçıl toplanma hakkımızı garanti altına almaları ve Onur Haftası etkinliklerinin tekrar coşkuyla kutlanabilmesi için  yetkililere hemen şimdi yazın!

Ek Bilgi

İzmir Valiliği 14 Haziran 2019’da web sitesinde bir açıklama yayımlayarak, LGBTİ+ topluluğunun Onur Haftası olarak belirlediği 17-23 Haziran haftasında gerçekleştirilmek istenen etkinliklerin, “insanların  huzur ve güvenliğinin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu güvenliği ve esenliğinin sağlanması;  […] genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması, olası şiddet ve terör olaylarının önüne geçilebilmesi amacıyla” İzmir’de yasaklandığını duyurdu. Bir gün sonra, Antalya Onur Haftası’nı düzenleyen gruba, Onur Yürüyüşü’nün ve ilgili diğer etkinliklerin Antalya Valiliği tarafından benzeri sebeplerle ve 15 Haziran’dan itibaren geçerli olmak üzere iki hafta boyunca yasaklandığı bildirildi.

2013’ten beri gerçekleştirilen İzmir Onur Yürüyüşü’nün bu yıl 22 Haziran’da yapılması planlanıyordu. Antalya’daki üçüncü Onur Haftası da 14-16 Haziran olarak belirlenmişti, ancak 16 Haziran’da gerçekleştirilmesi planlanan Onur Yürüyüşü yasak nedeniyle yapılamadı.

Ulusal güvenliğe ve kamu düzenine yönelik varsayıma dayalı tehlikeler, barışçıl bir toplanmayı yasaklamak için meşru gerekçeler olamaz. Gereklilik ve orantılılık ilkeleri gereğince ilgili tüm koşullar, korunmak istenen hususlara yönelik olası etkiler ve tehlikenin gerçekleşme olasılığı incelenmeli, daha az kısıtlayıcı bir tedbirin yeterli olup olmayacağı değerlendirilmelidir.

Devletler, barışçıl toplanma hakkının kullanılmasını yasalarda ve uygulamada bilfiil kolaylaştırmakla yükümlüdür. Türkiye yasalarında da olduğu gibi, barışçıl toplanma hakkının kullanılması, hükümet yetkililerinin iznine tabi değildir. Bu hak, uluslararası hukuk ve Türkiye’nin imzaladığı sözleşmelerde belirlenen standartlar gereğince de koruma altındadır. Bir toplanmayı dağıtma kararı, gereklilik ve orantılılık ilkelerinin gerektirdiği gibi ancak son çare olarak ve dikkatli bir biçimde verilmelidir; örneğin, insanların barışçıl toplanma hakkına ağır basan meşru bir amacı korumaya yönelik başka hiçbir yöntemin mevcut olmadığı durumlarda.

Türkiye’deki sivil toplumu hedef alan baskıların bir parçası olarak son yıllarda uygulanan haksız ve hukuka aykırı yasaklarla, birkaç yıl öncesine kadar canlı ve gittikçe büyüyen bir hareket olan LGBTİ+ hareketinin görünürlüğü ve organize olma kapasitesi sert bir biçimde sınırlandırılmaktadır.

Türkiye’de son dönemde getirilen yasaklar, LGBTİ+ etkinliklerine getirilen ilk yasaklar değiller. Ankara Valiliği, olağanüstü hal döneminin geçerli olduğu 18 Kasım 2017’de, Ankara’daki tüm LGBTİ+ etkinliklerine süresiz genel yasak getirmişti. Bu yasak, Ankara merkezli bir LGBTİ+ hakları örgütü olan KAOS-GL’nin yaptığı itiraz sonucunda ancak 21 Şubat 2019’daki bir mahkeme kararıyla kaldırıldı. ODTÜ öğrencilerinin 10 Mayıs 2019’da düzenlendiği Onur Yürüyüşü ise polis tarafından şiddet kullanılarak dağıtıldı.

2003’ten beri her yıl düzenlenen, ancak son dört yıldır gerçekleştirilmesine izin verilmeyen İstanbul Onur Yürüyüşü bu yıl beşinci kez yasaklanma tehlikesi altındadır. İstanbul Onur Yürüyüşü tarihsel olarak Türkiye’deki LGBTİ+ aktivistlerinin ve destekçilerinin düzenlediği en kapsamlı etkinliktir. On binlerce kişinin ilgi gösterdiği yürüyüş bir keresinde insan haklarına duydukları saygının bir ifadesi olarak Türkiye yetkilileri tarafından da desteklenmişti. İstanbul Onur Yürüyüşü’nün gerçekleştirilmesine en son izin verilen 2014’te 90.000’in üzerinde kişi coşkulu, kapsayıcı ve barışçıl yürüyüşe katıldı. Son yıllarda Onur Yürüyüşü’nün üst üste yasaklanması, muhalefete yönelik yaygın bir biçimde uygulanan baskıların, Türkiye’deki insan hakları durumunun genel anlamda kötüye gidişinin ve yetkililerin LGBTİ+ haklarını savunmaktaki yetersizliğinin göstergesidir.

Mersin’de de 2015’ten beri düzenlenen Onur Yürüyüşü’nün son yıllarda yasaklandığı, bu nedenle yürüyüşü düzenleyenlerin yalnızca basın açıklaması okuduğu bildirildi. Mersin’deki beşinci Onur Haftası’nın, Onur Yürüyüşü’nü de kapsayacak bir şekilde Temmuz ayı başında gerçekleştirilmesi planlanıyor.