Uluslararası Af Örgütü 'Diyadin Çocukları' için kampanya başlattı
Uluslararası Af Örgütü, geçtiğimiz yıl Ağrı'nın Diyadin ilçesinde çalıştıkları fırında polis tarafından vurulan 19 ve 16 yaşlarındaki Orhan Arslan ile Muhammet Aydemir'in öldürülmesi olayıyla ilgili dünya çapında bir kampanya başlattı.
'Diyadin Çocukları İçin Adalet' isimli kampanya kapsamında Uluslararası Af Örgütü, soruşturmada yaşanan usulsüzlüklere dikkat çekerken, başta adalet olmak üzere bir dizi somut taleple kamuoyunu imza vermeye çağırıyor.
Örgüt tarafından yapılan açıklamada, "Biz, Muhammet ve Orhan’ın öldürülmeleriyle ilgili tüm gerçeklerin açığa çıkarılması için her türlü adımın atılması, cezai soruşturmanın derhal, bağımsız ve tarafsız bir şekilde gerçekleştirilmesi, tüm sorumluların adalet önüne çıkarılması ve cezasızlık yaşanmamasını talep ediyoruz" denildi.
Kampanya çerçevesinde Uluslararası Af Örgütü, taleplerinin gerçekleşmesi için kamuoyuna http://diyadincocuklari.org/ sitesinden imza verme çağrısında bulundu.
NE OLMUŞTU?
Ağrı'nın Diyadin ilçesinde yaşayan 16 yaşındaki Muhammet Aydemir ve 19 yaşındaki Orhan Arslan, ailelerinin geçimlerine katkıda bulunmak için bir fırında çalışıyordu. 12 Ağustos 2015'de çalıştıkları fırının odun deposunda polis tarafından vurularak öldürüldü.
O gece tam olarak ne olduğu bilinmiyor. Aileleri, Muhammet ve Orhan'ın o gece çalışmak üzere fırına gittiklerini ve fırını yakmak için odunları hazırladıklarını ifade ediyor. Saat 21.00 sularında PKK fırının birkaç yüz metre ötesindeki Diyadin Emniyet Müdürlüğü'ne saldırıyor ve polis ile PKK arasında çatışma yaşanıyor.
Fırının güvenlik kamerasının kayıtlarında Muhammet, Orhan ve Muhammet'in ağabeyinin saat 20.45'de fırının önüne geldikleri görülüyor. Saat 21.00'de üçü de fırının önünde telefonlarıyla oynuyor. PKK saldırısının gerçekleştiği anda üçü de farklı yönlere kaçıyor.
İki saat sonra Muhammet ve Orhan odun deposunda polis tarafından vurularak öldürüldü.
Yetkililer, kendilerine silah doğrultulduğunu ve kendilerini korumak için Muhammet ve Orhan'ı öldürdüklerini iddia ediyor. Aileler her ikisinin de silahsız olduğunu ve polis tarafından infaz edildiklerini ifade ediyor.
Delillerin toplanması ile ilgili usulsüzlükler, tanıklara yönelik kötü muamele ve gerçekleri ortaya çıkarmada somut adımların atılmaması soruşturmanın sorunlu bir şekilde ilerlediğine işaret ediyor.
Basın Açıklamaları
- Türkiye: Hak savunucusu ve düşünce mahkûmu Osman Kavala'nın haksız yere özgürlüğünden mahrum edilişinin 8. yılı
- Ortak Açıklama: LGBTİ+’ları ve LGBTİ+ haklarını savunanları kriminalize eden herhangi bir yasa teklifi sunulmamalı veya kabul edilmemelidir
- Avrupa: İnsan hakları savunucuları, ayrımcı Schengen vize sisteminden dışlanıyor
- Fransa: Ceza kanununda onay temelli tecavüz tanımının kabul edilmesi tarihi bir zafer
- Birleşik Krallık/Türkiye: Başbakan Starmer, ticaret anlaşmalarının insan hakları ihlallerinin üzerini örtmemesini sağlamalı
- Fransa: TikTok hâlâ hassas çocukları ve gençleri depresif ve intihar eğilimi uyandıran içeriklere yönlendiriyor
- Türkiye: Basına sızan, LGBTİ+’ları kriminalize etmeyi öngören yasa teklifleri asla gündem dahi edilmemelidir
- İran: İnfazlar korkunç şekilde arttı, BM üye devletleri acilen yetkililere infazların durdurulması için baskı yapmalı

